“Türkiye’de artık pilot ihtiyacı kalmadı!!” mı? (2022)
Öncelikle tüm bu sorulara net bir cevap vererek gizemi ortadan kaldıralım. Kendi fikrimi bir kenara koyuyorum, bugünkü şartlarda, pandemi krizi de dahil olmak üzere, hiç bir profesyonel havacılık kuruluşu ya da kolu bunu destekleyen bir cümle kurmadığını size söyleyebilirim. Hatta tam aksine pilot ihtiyacı krizi kapıda!!! Bunu destekleyenlerin içerisinde IATA, FAA, EASA gibi otoriteler de varken uzmanların yorumları da benzer şekilde.
Bayanlar, baylar ve sevgili, değerli çocuklar!! -Müstakbel- Kaptanınız konuşuyor.
Bu girişi yapmayalı çok uzun zaman oldu! Müstakbel Kaptan olarak başka mecralarda sizlerle iletişim kurmaya devam etmiş olsak da blog üzerinden bir konuyu ele almayalı epey oldu. Uzun bir zaman önce tamamen kendi koşturmacamdan ötürü Müstakbel Kaptan’lığa biraz ara verme kararı almıştım. Üzerine bir de malumunuz pandemi süreçleri. Neyse ki kaldığımız yerden devam etme vakti artık. Başlığa detaylıca değinecek olsak da 2022 yılı sonu havacılığın durumuna da naçizane değinerek, uzun aradan sonra genelleştirmeyi düşünüyorum bu yazıyı bir miktar.
Yanlış anlaşılmasın, Müstakbel Kaptan buralardan uzaklaştı fakat gökyüzünden hiç ayrılmadı. Aksine daha derinlerinde kaybolmak için buralardan uzaklaştı diyelim 🙂
2011 yılından beri havacılık ve pilotluk ilgi alanım ve uzun yıllardır da profesyonel olarak bu camianın içerisindeyim, takribi 5-6 senedir de Müstakbel Kaptan var ve havacılığa gönlü kaymış veya kaymak üzere yüzlerce insanla sohbet etme imkanı tanıdı bana bu kimlik. Tüm bu süreçler boyunca, alakalı alakasız zamanlarda, havacılık sektörünün zirve yaptığı dönemler de dahil olmak üzere bir soru var ki hiç değişmedi. Çoğu zaman anlamlandıramadım bile sebebini. “Pilotluk mesleği bitiyor mu?”, “Pilotluk mesleği doygunluğa ulaştı mı?” Bazen sebebini dahi anlamasam da çok sık bu soruyu aldığım dönemler oldu. Yine de soran kişilerin endişelerini anlamaya çalışarak yaklaşmaya çalıştım hep fakat bu sefer bir fark var. Bu sefer bu soru yerinde bir soru. “Pandemi pilotluk mesleğini bitirdi mi?”, “Pandemi havacılığı bitirdi mi?”, “Havacılık tarihinin en çok işsiz pilotunun olduğu bir döneminde miyiz?”
Öncelikle tüm bu sorulara net bir cevap vererek gizemi ortadan kaldıralım. Kendi fikrimi bir kenara koyuyorum, bugünkü şartlarda, pandemi krizi de dahil olmak üzere, hiç bir profesyonel havacılık kuruluşu ya da kolu bunu destekleyen bir cümle kurmadığını size söyleyebilirim. Hatta tam aksine pilot ihtiyacı krizi kapıda!!! Bunu destekleyenlerin içerisinde IATA, FAA, EASA gibi otoriteler de varken uzmanların yorumları da benzer şekilde.
Evet pandemi turizm sektörlerini ve havacılık sektörünü çok derin etkiledi. Buna dayanamayan ya da bunu yönetemeyen ve kapanan havayollarını gördük dünyada. Pilotlar işsiz kaldı, yeni mezun pilotlar iş bulamadı. Türkiye’de de bu krizler ağır bir şekilde yaşandı. Bu beklenmedik bir durum değildi. Havayolu firmaları kemer sıkma politikasına gitti. 2022 yılı itibarıyla diğer tüm sektörler gibi havacılık sektörü de hızla toparlanmaya başlarken 2022 yaz mevsiminde ciddi bir ivme ile büyüdü ve 2019 verilerine tekrar erişti hatta önüne geçti diye haberler okuduk bol bol. Yine de pandemi krizindeki yaralarını sarmak için tam anlamıyla kemer sıkma politikasını bırakmak için erkenci davranmadılar. Tüm bu süreçler yaşanırken 2022 3. çeyreğine kadar ciddi pilot alımları yapmadılar ve sadece Türkiye’de Türk Vatandaşı olarak 1000in üzerinde işsiz pilot sayılarına ulaşıldı. Havacılık sektörü toparlanma aşamasında iyi gidiyor olsa da pilot istihdamı ve pilotların iş bulabilme hususu aynı hızda toparlanmadı maalesef. Burada havayolu firmalarının çok haklı sebepleri var tabii.
Dışarıdan bu durum incelendiğinde belki pilotluk mesleğini uzun yıllar sıkıntıya düşürecek bir durummuş gibi gözükse de aslında tam olarak öyle değil. Bu süreçte pilot istihdam etmeyen havayolları aslında tam olarak pilot ihtiyacı olmadığından mı bunu yapıyorlar tartışma konusu olur. Ellerindeki pilotları aylık uçuş saat limitlerine kadar kullanarak yeni pilot almayı ertelemeyi ticari strateji olarak tercih eden tüm havayolları bunu bir yere kadar yapabilecekler.
Demem o ki, işin özü, 2022 yılı itibarıyla çok ciddi bir pilot ihtiyacı ortaya çıkacak. Sadece Türkiye için söylemiyorum bunu, tüm Dünya için geçerli bir durum bu. Havacılığı gelişmiş ülkeler bu durumu çok net yaşayacaklar.
A.B.D. için bu kriz başladı bile. Geçtiğimiz aylarda A.B.D.’deki havayolları, yolcu uçağına alabilmeleri için pilotlarda aranan uçuş saati alt limitini daha da aşağıya çekerek daha fazla başvuruyu kabul edebilmek için FAA’e başvuruda bulundu. Çünkü istihdam etmeleri için pilot yok. Uçuşlar iptal oluyor. Henüz yolcu uçağı uçurmayan pilotları da istihdam edebilmek için otorite tarafından koyulmuş olan, Türkiye veya Avrupa’da benzeri yapılmayan uygulama gereği, uçuş saati gerekliliğini biraz daha genişleterek bu krizi biraz olsun rahatlatmayı hedefliyorlar.
2022 3. çeyreği itibarıyla artık Türkiye’de de yaz mevsiminin sona yaklaşmasıyla havayolları pilot alımlarına mutlaka başlayacaktır. Eğitmenlerini kış mevsiminde en verimli şekilde kullanıp yeni pilotlarını sonraki senenin yazına hazırlayacaklardır.
Bu yazıyı yazdığım dönem olarak 2022 ortalarında Türkiye’de toplamda 1000-1200 kadar tecrübesiz pilotun havayollarına girmeyi beklediğini biliyoruz. Çok değil 2023 yılı bitmeden bu işsiz pilot yığınının tamamının eriyeceğini düşünüyorum. Tekrardan havacılık dış sebeplerle krize girmezse, bu erimenin yaşanacağından neredeyse eminim.
2020 Mart ayında ilk Covid sebepli kapanmamızı yaşadığımız zamandan bu yana hiç bir havayolu ciddi sayıda bir tecrübesiz pilot alımı yapmadı. 2022 başlarında Corendon Havayollarının yaptığı 14 pilotluk alımı saymazsak tabii. Bu süreçte Türkiye’deki havayolları uçak siparişlerinin çoğunu iptal etmediler. Emekli olan, işten ayrılan bir çok pilot oldu. Öncelikli o açığın kapatılması, sonrasında da havayollarının gelecekteki pilot ihtiyacı tahminine göre pilot alımı planlaması gerekir.
Konumuza dönersek, “Pilotluk mesleği doygunluğa mı ulaştı?” biraz bunun üzerine konuşalım. Hayır doygunluğa falan ulaşmadı. (Bu sefer de ulaşmadı 🙂 ) Hatta aksine pilot ihtiyacı karşılanamayacak. Herkes pilot olmak istese de karşılanamayacak. Bu bizim ülkemiz için krize, pilot krizine dönüşür mü bunu öngörebilmek zor çünkü ülkemizde SHGM’de bu durumun farkında ve bu sebeple olduğunu düşündüğüm, doğrudan bu sebeple değilse de bu konuya yardımcı olacağını düşündüğüm aksiyonları, düzenlemeleri mevcut.
Rakamlarla konuşalım biraz. Neye göre söylüyoruz pilotluk mesleği doygunluğa ulaştı mı diye? Nedir doygunluğa ulaşması? Var olan veya yetiştirilen pilot sayısı, ihtiyacın çok üzerinde olması gerekir, öyle değil mi? O zaman var olan pilotları, yetiştirilen pilotları, yetiştirilebilecek pilotları ve ihtiyacı konuşalım biraz. Bir pilot eğitiminin, tip eğitimi öncesi CPL sahibi olup bir havayolunda istihdam edilmeye müsait pilotluk seviyesine ulaşmanın bugün şartlarıyla ortalama süresi 18-24 ay olduğunu biliyoruz. Yani bugün eğitimine başlayan bir pilot adayı, 18-24 ay sonra bir havayolunda istihdam edilir veya cadet/akademi programındaysa tip eğitimine başlayabilir. Tip öncesi seçim süreçlerini es geçiyorum fakat bu süreçlerde normalde bir 3 ay alır. Tip eğitiminin de Base Eğitimi ve Line Eğitimi olarak 6 ay süreceğini düşünelim. Sonuç olarak bir 0 to ATPL programının (Frozen release şekilde yani safety pilot olmadan kariyerinin kalan kısmında yapacağı gibi tüm sorumluluğu üstlenerek yolcuyu uçurabilir halde) tamamlanması 24-30 ay sürüyor. Bunu 27 ay kabul edelim ve kenara notumuzu alalım.
Ben önümüzdeki 5 seneyi konuşmak istiyorum. Türkiye’deki havacılık tüm Dünya’daki havacılık sektörünün ortalama büyüme hızından daha büyük bir hızla büyüdü yıllarca. THY ve diğer havayolları hızla büyüdüler ve yeni havalimanımızla çok daha hızlı büyümeler planlanıyor, öngörülüyor. Bu şu demek, çok daha hızlı büyümeye devam edecek. Büyüyen havayolları yeni uçuş hatları eklerler veya uçuş hatlarının frekanslarını arttırırlar. Bunun için yeni uçaklara ihtiyacı olur. Yeni uçaklar için de yeni pilotlar. Buradaki çok net bir matematik var, bilmeyenlerimiz için söyleyelim ki bu diğer yerdeki sektörlere nazaran çalışma saatlerı uluslararası havacılık otoriteleri tarafından net şekilde kısıtlanmış bir meslektir kokpit ve kabin meslekleri. Hiç bir pilot, normal şartlarda, otorite tarafından belirlenen aylık uçuş saatinin üzerine çıkmaz, hiç bir şirket de çıkması için zorlamaz. Dolayısıyla filosunu büyüten bir havayolu, elindeki pilotlarla ‘bir şekilde’ operasyonu çeviremez. Mutlak suretle pilot filosunu da büyütmek zorunda kalır.
Tekrar rakamlara dönüyorum. Türkiye’de THY A.O., Pegasus Havayolları ve SunExpress Havayolları’nı ele alacağım öncelikle. Uçak siparişlerini ele alacağım. Bu konuda havayollarının resmi websiteleri, KAP açıklamaları, dönemsel faaliyet raporları, yöneticilerin basın açıklamaları, Vikipedi vs gibi kaynakları kullanarak ve sektörü yakından takip eden biri olarak hızlıca belirtmem gerekirse başta THY filosundaki büyük büyüme planı olmak üzere toplamda bu 3 havayolu 2024 yılına kadar filolarını ciddi anlamda büyütmeyi hedefliyorlar. Bayrak taşıyıcı firmamız THY, Dünya ortalamasının üzerinde bir yıllık büyüme oranıyla büyümeye devam ederken, bugün THY’deki uçak sayısının 2024 sonuna kadar %50 kadar artacağını görebiliyoruz. Bu durumda uçucu ekibinin de %50 büyütülmesi kaçınılmaz olur ve 5500 pilota sahip olan THY’nin sadece filosundaki büyüme planıyla kabaca 2750 pilota daha ihtiyacı olacağı aşikârdır. Bunların bir kısmını tabii, 24 ay’dan uzun sürede yetiştireceği, kendi bünyesinde cadet programı ile yetiştirmeyi hedefleyecekken, bir kısmını da kendi akademisi dışında eğitim almış olan tecrübesiz FO’ları bünyesine dahil ederek yapacaktır.
Ben her bir sipariş ve haber kaynağını burada açıklamanın verimli olacağını düşünmüyorum fakat kendi araştırmalarınızı yapmayı tercih ederseniz belirtmek isterim ki bir dar gövde uçağın bugün şartlarında işletilebilmesi için ortalama olarak 13 pilota ihtiyacı vardır. Geniş gövde uçaklarda bu sayı biraz daha artar tabii. Türkiye’de bekleyen uçak siparişlerini incelediğimizde ve 13-15 rakamlarıyla çarptığımızda da benzer bir pilot ihtiyacı ortaya çıktığını görebilirsiniz.
Bu ihtiyaca henüz Türkiye’de diğer var olan havayollarını, genel havacılık firmalarının büyüme planlarını katmıyorum. Sonuçta onlar da pilot istihdam edecekler. Türkiye’de irili ufaklı olarak SHGM’ye kayıtlı aktif uçan 10’un üzerinde havayolu mevcut.
Türkiye’de şu an var olan birikmiş pilotlarının tamamı THY ve Pegasus Havayolları tarafından 2022 4. çeyreği itibarıyla ivedilikle istihdam edileceğinden önümüzdeki 5 yılda yeni gelecek uçaklar için veya pilot ihtiyacı için kullanılmayacağını düşünürsek, hesabımıza katmıyorum.
Havayollarından ayrılan pilotlar, işi bırakanlar, emekli olanlar, yurtdışı yabancı firmalara geçen meslektaşlarımızı da bu hesaba henüz katmadığımın altını çizerim.
Açıkçası ben bu pilot ihtiyacının çok kolay karşılanabileceğini düşünmüyorum. Pilotaj eğitimi hem meşakkatli, hem maliyetli, hem de kalifikasyon gerektiren bir eğitim. Dolayısı ile ülkemizde tabir caizse pilot üretmenin de limitleri var. Diğer yandan uçuş akademilerinin yıllık kapasiteleri mevcut. Eğitmen sayıları, operasyonel limitasyonları, filo büyüklükleri gibi bir çok sebebe bağlı olarak bir uçuş okulunun en iyi ihtimalle yılda üretebileceği pilot sayısının bir limiti var. Bu noktada Türkiye’nin bu ihtiyacı karşılayabilecek akademi kapasitesine henüz sahip olduğunu düşünmüyorum fakat yine de çok gerisinde olduğumuzu da düşünmüyorum. Belli düzenlemeler ve yatırımlarla bu kapasite karşılanabilir hale getirilebilir ve hatta bu konuda aksiyonların alındığını da görüyorum, duyuyorum.
Unutmamak gerekir ki akademi diye bahsettiğim yapılanmalar aslında ATPL veya CPL eğitimi verebilen eğitim kuruluşları ve Üniversiteler’de bunlara dahil. Bilmeyenler için söylemek istiyorum Üniversitelerin de pilotaj müfredatları, üniversite haricindeki bir uçuş akademisinin CPL eğitim müfredatını tamamıyla içerir. Buna ek olarak bazı eğitimleri de lisans programına dahill etmiştir. Hatta günümüzde Türkiye’de bir çok üniversite pilotaj lisans programında bu görevi dışarıdan anlaştığı bir uçuş akademisine devreder.
Ben bu yazıyı yazmaya başladığımda “THY’nin yetiştirilmek üzere akademi programı da yoldadır gelmek üzeredir” diye notlarıma eklemişim. Yazıyı tamamlamadan THY Akademi programı için başvuruları tekrar açtı bile, 2022 4. çeyrek itibariyle 🙂 Sn. Ahmet Bolat’ın da yaptığı açıklamaya göre 2023 yılı içerisinde akademiye 400 pilot alınması hedefleniyor.
Son olarak toparlamak gerekirse, pandemi sonrası havacılık çok yüksek bir ivme ile yükselişine tüm dünyada devam edecekken, ülkemiz de dünya ortalamasının üzerinde büyüme ile bu trende ayak uyduracağını düşünüyorum. Bunun işarelerini almaya başladık bile. Yakın gelecekte Dünya’da ciddi bir kriz yaşanmadığı sürece, COVID gibi özel bir durum yaşanmadığı sürece ben havacılık sektörünün pozitif ivmesini kaybedeceğini düşünmüyorum. Başta ABD ve sonrasında tüm Dünya’da pilot krizi yaşanacak. Kim bilir belki de bunun ardından tek pilotla uçağı uçurma çalışmaları ivme kazanır 🙂 Yine de bu hususta yakın gelecekte ciddi ilerlemeler kaydedileceğini düşünmüyorum. Kaldı ki “Havacılık pilota doydu mu?” sorusunun ardından aldığım “Yakında pilotsuz uçaklar uçacakmış” söylemini de çok daha uzakta görüyorum ve yakından takip ettiğim hususlardan biridir. Bir mekatronik mühendisi olarak bu hususu da ilerleyen zamanlarda ele almayı ve bir şeyler yazmayı planlıyorum.
Yıllar sonra Müstakbel Kaptan adına bir şeyler yazmış olmanın sevinci ile, bundan sonrası için de elimden geldiğince siz değerli dostlarıma bir düşüncelerimi aktarmaya devam etmeyi planlamanın heyecanıyla yazımı bitirmek isterim.
Gönlüne asuman sevdası düşmüş her dostumun hakkında hayırlısı olmasını dilerken, bir gün gökyüzünde buluşmayı temenni ederim 🙂
Kanatlarınız daima açık, hayalleriniz yükseklerde olsun.
Saygılar, sevgiler,
-Müstakbel- Kaptan
mustakbelkaptan@gmail.com
1 yorum
Arif Emre · 18 Kasım 2022 2:43 pm tarihinde
Hocam çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık.